top of page

Avrupa'da Master - Karar ve Seçim Süreci

Üniversiteyi bitirdikten sonra ister işe başlamış olun, ister henüz karar aşamasında olun, öğrenim hayatınıza yurt dışında devam etmek istiyorsanız veya iş hayatının size göre olmadığına karar vermişseniz, ilk adımı atıp Avrupa'da Master konusunu araştırmanız gerekecektir. Avrupa'da Master- Karar ve Seçim Süreci yazımızda, konuyla ilgili aklınıza gelebilecek soruları cevaplamaya ve ilk adımınız olan karar sürecinizde size yardımcı olmaya çalışacağız.

Büyük ihtimalle, henüz bu konuları araştırmaya başlamadığınızdan gözünüzde çok büyüyor, kendi kendinize engeller koymaya başlıyorsunuz. Bunlardan en temel olanı muhakkak ki bütçe durumu. Eğer maddi açıdan çok rahat değilseniz, aile desteği almıyorsanız veya sıfırdan başlamak isteyenlerdenseniz işiniz belki biraz daha zor, ama size engel olacak kadar büyük bir mevzu değil. Bütçe konusuyla ilgili öncelikle şunu söylemek gerek, Avrupa'ya Master yapmak için gidiyorsanız, orada full-time bir işiniz olmayacak. Sizin için en iyi seçenekler, gitmeyi planladığınız okulda burs bulmak, gittiğiniz şehirde part-time bir iş bulmak veya okulun öğrencilere tanıdığı iş imkanlarından birini değerlendirmek. Evet "bu yaştan sonra" kolay olmayacak, ama keyfini çıkarmayı öğrenebilirseniz bu süreç sizi gençleştirecek :)

Şimdi aşama aşama karar sürecine girelim ve bu süreçte size yardım etmeye çalışalım.

Ülke Seçimi

Avrupa'ya gideceğinize karar verdiniz. Harika! İlk adımı atmış sayılırsınız. Şimdi yüksek öğreniminize başlamak istediğiniz ülkeyi seçmeye çalışalım. Konuyla ilgili kriterleriniz, ülkenin ve  şehrin öğrenci yaşamı, okul ücretleri, şehirdeki öğrencilerin part-time iş bulma ihtimali ve yabancı dil konuları olacaktır. Bu konuları biraz detaylandıralım.

Ülkenin ve Şehrin Öğrenci Yaşamı ve Part-time iş bulma imkanı

Şehrin öğrenci yaşamı derken kastedilen konuyu örnekleyelim. Mutlaka kafanızda daha ağır basan ülkeler var, heves ettiğiniz, belki daha önce ziyaret edip "burada yaşamak ne keyifli olurdu" dediğiniz ülkeler. Bu ülke sizin için örneğin Almanya olsun. Almanya hem olanaklar, hem üniversite yaşamı olarak oldukça tercih edilebilir bir ülke, malum. Fakat Almanya'nın küçük bir şehrindeki üniversiteyi tercih ederseniz, akşam 10'da tüm kafelerin ve barların kapandığı, sokaklarında akşamları (hatta bazı şehirler için gündüzler de dahil) tek bir ses çıkmayan bir şehirle başbaşa kalabilirsiniz. Oysa Almanya kararınıza Berlin, Hamburg, Münih gibi büyük ve turistik bir şehir seçimiyle devam ederseniz, bu şehirlerde çok daha fazla farklı uluslardan öğrencilerle tanışabilir, akşamları vakit geçirip sohbet edebileceğiniz ortamlar bulabilir ve daha keyifli bir öğrencilik hayatı yaşayabilirsiniz.

Şehirdeki öğrencilerin part-time iş bulma ihtimali, yukarıda bahsettiğimiz konuyla doğrudan alakalı. Fakat bu söylediğimiz iş imkanı, sizin okul dışında bulacağınız kafe, restoran gibi mekanlardaki işler için geçerli. Küçük bir şehre gidiyorsanız ve maddi durumunuz rahat değilse mutlaka üniversite hocalarınızla ve okul yönetimiyle iletişime geçerek okul içindeki iş imkanlarını araştırın. Hemen her üniversitede belli öğrencilere verilmek üzere yemekhane, kütüphane gibi yerlerde part-time iş olanakları bulunabiliyor.

Bütçe kriterleri:

Şimdi gelelim bütçe konusuna. Elbette ki maddi destek almayan arkadaşlarımız için bütçe konusu bu seçim sürecinde en önemli yeri kaplayacaktır. İki temel kriter var, okul ücretleri ve şehirde yaşama masrafı.

Mutlaka aşina olduğunuz haberler vardır, Avrupa'nın bazı ülkeleri ve özellikle bazı şehirleri diğerlerine göre daha pahalıdır ve bu şehirlerde yaşamaya çalışmak, maddi imkan açısından daha rahat olmayı gerektirir. Bu konuda okumayı planladığınız ülkede eğitimin paralı olup olmayışı birincil öneme sahip, fakat bu konudan Üniversite Seçimi başlığımızda, aşağıda bahsedeceğiz.

Eğer maddi destek almayacaksanız seçeceğiniz ülkelerle ilgili ilk bakmanız gereken şey, öğrenci vizesiyle giden kişilere part-time çalışma fırsatı verip vermediği olmalı.  Sonuçta orada geçiminizi kendiniz sağlayacaksınız. Ayrıca gideceğiniz ülkenin hükümet bursu olup olmadığı kontrol edebilirsiniz, böylece başarılı bir öğrenciyseniz kendinize maddi destek sağlamak için iyi bir yol bulabilirsiniz.

Şimdi seçtiğiniz ülkede yaşam masraflarına gelelim. Master yapmaya gittiğiniz şehirde öncelikli ve belki de en masraflı konu konaklama. Yukarıda büyük ve turistik şehirlere gitmenizi önerdik fakat bu harika şehirlerin kira masrafları da bir hayli pahalı. Ülke seçiminde mutlaka ilginizi çeken şehirlerdeki konaklama ücretlerini araştırmalısınız. Master portalleri bu konuda oldukça detaylı bilgi içeriyor, Ülke Seçimi başlığının sonunda bu portallerden birinin linkini size iletiyoruz, biz ondan yararlandık.

Büyük şehirde yaşayacak olmanın konaklama açısından tek iyi tarafı bolca seçeneğinizin olması. Öğrenci yurtlarından tutun, kiralık oda ilanlarına, stüdyo dairelerden küçük apartmanlara kadar bir çok konaklama seçeneğiniz var. Eğer eğitiminizi almaya yalnız olarak gidiyorsanız, kazandığınız okulun yurtları sizin için iyi bir seçenek olabilir. Bizim gibi evli çift olarak gidiyorsanız veya sevgili/arkadaş ile beraber gidiyorsanız şehrin daha az turistik, fakat ulaşımı kolay bölgelerinde ufak bir daire kiralayabilirsiniz. Kiralama işleminde faturalar ve eşyalar dahil evleri tercih ederseniz ekstra uğraşmanıza veya fatura konusunu dert etmenize gerek kalmayacaktır.

Küçük şehirlerde öğrenim görecek arkadaşlar için konaklama konusu, ulaşım ve yaşam masrafı, doğal olarak biraz daha rahat olabilir. Fakat unutmayın ki, eğer çok öğrencinin olmadığı ve az turistik bir şehre karar verirseniz, ev veya yurt seçenekleriniz oldukça azalacaktır.

Yabancı Dil Kriteri:

Son olarak ülke seçimi konumuzun yabancı dil kriterini biraz detaylandıralım. Bu konu aslında yukarıdaki konular gibi objektif değil, her kişinin kendisinin karar vermesi gereken bir konu. Örneğin öğrencilik hayatınız bitince kafanızdaki iş planı, bu konuyu etkileyebilir. Eğer Fransızca iş hayatınızda size fayda sağlayacaksa, belki Fransa'yı seçerek oranın dilini öğrenmek daha mantıklı olabilir. Ya da kesin bir planınız olmayabilir fakat hayatınız boyunca İtalyanca öğrenmek istemiş olabilirsiniz. Bu da sizi İtalya'nın tarih kokan harika üniversitelerinden birine doğru yönlendirebilir. Ya da örneğin Macaristan'da okumayı hayal ediyor olsanız dahi, Macarca öğrenmeye çok hevesli olmadığınızdan bu kararınız değişebilir. Verdiğimiz örneklerin tümü tamamıyla subjektiftir, siz hangi dili konuşmak istediğinize kendiniz karar vermelisiniz.

Bu saydığımız kriterleri göz önünde bulundurduğunuzda kafanızda tek bir ülke ve tek bir şehir canlanmak zorunda değil. Birden fazla seçeneğiniz olabilir, bunda hiç bir sorun yok. Zaten başvuru yaptığınız her okuldan kabul alma garantiniz olmadığından, kabulleriniz elinize geldiğinde nihai kararı verebilirsiniz. Ama önerimiz, en azından ülke sayısını 2-3'e indirmeniz. Zira Belge Toplama yazımızda bahsettiğimiz üzere, her ülkenin başvuru ve kayıt sürecinde sizden farklı beklentileri olacak, farklı beklentiler de elbette para ve enerji harcamak anlamına geliyor.

Üniversite seçimi kısmına geçmeden, kafanızda ülkeler belirmeye başladıysa, bizim en büyük dayanağımız olan ve size gerçekten çok yardımcı olacağına inandığım Master arama motoruna sizi yönlendirelim. Buradan ülkelerinizi, bütçenizi ve ilgilendiğiniz bölümleri seçin ve Seçim sürecinize hızlı bir giriş yapın.

Üniversite Seçimi

Artık gitmek istediğiniz ülkeleri eleme sürecinden geçirdiniz ve minimum sayıya indirdiniz. Sıra üniversite seçimine geldi. Üniversite seçerken kullanacağınız kriterler, üniversitenin akademik başarısı (ranking), okul ücretleri ve kampüs yaşamı olacaktır.

Üniversitenin Akademik Başarısı (Ranking)

Üniversitenin dünya çapındaki akademik başarısı (Ranking), fikrimizce, Master bitirdikten sonra iş arayacak arkadaşları çok az ilgilendiriyor. Bunun öncelikli sebebi, Avrupa üniversitelerinin arasında Türkiye'deki üniversiteler arası uçurum kadar büyük bir fark olmaması. Yani ranking olarak düşük bir okul seçmeniz kalitesiz bir eğitim alacağınızın kanıtı asla değil. İkincil sebebi ise iş yerlerinde genelde Master yapmış veya yapmamış olmanıza, yabancı dilinize ve uzmanlaştığınız bölüme bakılır, üniversitenin akademik konumu ikinci planda kalır. Bu sebeple bu madde daha çok akademik olarak devam etmek isteyen arkadaşlarımızı ilgilendiriyor. Eğer akademik anlamda kabul görmüş ve adı duyulmuş bir okulda Master yaparsanız, yine bu seviyede bir okulda doktora (PhD) için kabul alma ihtimaliniz daha yüksek olacaktır.

Okul Ücretleri

Okul ücretlerine gelecek olursak, seçtiğiniz ülke bunu birebir etkileyecek. Örneğin Türkiye'li öğrenciler Non-EU öğrenci sayıldığı için bir çok gelişmiş Avrupa ülkesi (Hollanda, Birleşik Krallık ülkeleri vs) eğitim için dudak uçuklatacak okul ücreti (tuition fee) talep ediyor. Eğer maddi olarak çok güçlü değilseniz, ne yazık ki bu ülkeleri en başta elemeniz gerekiyor.

Avrupa'da hem eğitim olarak kaliteli, hem de fiyat olarak uygun eğitim alabileceğiniz yerler, İskandinav ülkeleri, Fransa, Almanya ve kısmen İtalya ve İspanya'nın bazı okulları olarak listelenebilir. İskandinav ülkelerinde (Finlandiya, İsveç, Danimarka, Norveç) eğitim ücretsizdir. Fakat Yüksek Lisans için bu ülkelerden kabul almak oldukça zordur, GMAT gibi uluslararası sınavları vermeniz gerekebilir. Fransa ise çok başarılı eğitim veren, öğrencisine maddi olarak çok yardımcı olan bir ülke ve okul ücretleri senelik 300 Euro gibi komik rakamlar, fakat bu ülkeye giderken Fransızca biliyor olmanız ne yazık ki büyük bir kriter. Çünkü devlet okullarının çok büyük bir çoğunluğu İngilizce eğitim verse bile Fransızca'yı en az B2 seviyesinde bilmenizi bekliyorlar. Almanya da hem ucuz, hem kaliteli eğitimin başkentlerinden biri. Senelik devlet okulu ücretleri 300-500 Euro civarında. Bu ülkede eğitim almak için Almanca bilmeniz şart değil, fakat yüksek bir ortalamanızın olması kabul edilme şansınızı arttıracaktır.

İtalya ve İspanya yukarıda saydığımız kategoriden biraz daha pahalıca. Devlet okulu ücretleri senelik 700-5000 Euro arası değişiyor. Fakat bu ülkelerin olumlu tarafları, kabul edilme sürecinin diğer ülkelere göre bir nebze daha kolay olması ve öğrencilik yaşamak için harika ülkeler olmaları.

Kampüs Yaşamı

Kampüs yaşamı diye adlandırdığımız kriter ise, en temel ifade ile, bu üniversiteye gidince iyi vakit geçirip geçirmeyeceğiniz. Eğer okul binanız yol kenarında 4-5 katlı bir apartman formatında ise, öğrencilik hayatını gerçek anlamda yaşayamayabilirsiniz. Fakat eğer, öğrenciler için sosyal etkinlikler ve tesislerle dolu bir kampüsünüz varsa, o üniversitede kendinizi gerçekten öğrenci yaşamının içinde hissedebilirsiniz. Üniversite seçiminizi yaparken bunu da araştırmanızı ve üniversite videolarını izlemenizi tavsiye ederiz.

Avrupa'da Master - Karar ve Seçim Süreci yazımızın sonunda, size şunu belirtelim. Her ne kadar kafanızda gitmek istediğiniz üniversite belirmiş olsa da , tek bir üniversiteye başvuru yapmayın. Seçtiğiniz ülkeler içerisinde mutlaka 5-6 üniversite veya fazlasına başvuru yapın. Okula kabul alıp almamanız o sene başvuran kişi sayısından, başvurduğunuz bölümün seçim kriterlerine kadar bir çok değişkene bağlı ve kesin gözüyle bakılmaması gerek. Zaten genelde ülkelerin kendilerine özgü başvuru süreçleri ve belgeleri oluyor ve bir ülkede bir sürü üniversiteye başvurmak, o belgeler halihazırda elinizde olduğundan çok daha kolay oluyor. Biz bu süreçte kesin kabul alırız diye düşündüğümüz okullardan ret, umut dahi etmediğimiz okullardan kabul aldık ve size de bu seçenekleri çoğaltmanızı öneriyoruz.

Tüm sorularınız ve önerileriniz için griyaka.info@gmail.com adresine mail atabilirsiniz.

bottom of page