top of page
Kübra Tüne Güven

Dublin Yapılacak Şeyler

İrlanda Cumhuriyetinin güzeller güzeli şehri Dublin! Dublin Tecrübe-Yorum yazımızda size şehirde tecrübe ettiklerimizi ve daha iyi bir seyahat için kaçırmamanız gerekenleri anlatmaya çalışalım.


Dublin Gezi Notları


Öncelikle şunu belirtelim. Biz seyahatimizi planlarken, yalnız Kuzey İrlanda’ya gideriz ve Belfast şehrini gezeriz diye planladık. Çünkü bizdeki Birleşik Krallık vizesiyle Dublin’e girilir mi emin değildik. Bu konuyla ilgili bilgi almak isteyen okurlarımızı İrlanda Vizesi yazımıza alalım. Biz şehre girişimizle devam edelim.

Belfast şehrinde iki gün gezdikten sonra turist bilgi merkezinden öğrendik ki Dublin’e 2 saat 10 dk veya 2 saat 25 dk sürede varan iki adet otobüs varmış, X1 ve X2. Otobüslerin biletini online olarak alabilir veya gidiş gününüzde Belfast Europa Buscentre binasından temin edebilirsiniz. Online olarak alırsanız gidiş dönüş 18 sterlin, dönüşünüzü 1 ay içinde istediğiniz zaman kullanabilirsiniz. Biz otobüsümüze erkenden binip Dublin’in yolunu tuttuk.

Şehre ilk indiğimizde etrafımızdaki yapılardan şehrin ne kadar güzel olduğunu anlamıştık bile. Çünkü genelde şehir merkezine ilk adım attığınızda kafanızda oluşan imaj sonradan çok fazla değişmez. Biz de görüntüsünden ve mimarisinden ilk görüşte etkilendiğimiz güzel şehir Dublin’i gezmeye başladık.


Şehir Yorumları


Dublin’de otobüsten indiğimiz konumdan dolayı ilk durağımız Trinity College oldu. 1500’lü yıllardan kalma bu harika üniversitenin kampüsünde gezmek gerçekten büyük bir zevk.


Dublin Tecrübe-Yorum yazımızın ilk durağı olan bu harika kampüste Samuel Beckett sahnesini, Book of Kells ve Kitap sergisini ve daha bir çok atraksiyonu bulacaksınız. Hiç bir yeri gezmem deseniz sadece fotoğraf çekinip dolaşmak için gidebileceğiniz bir kampüs burası.





Trinity Üniversitesinde okuduğumuzu hayal ede ede kampüsten çıktık, Irish Whiskey Museum hemen karşısında olduğundan oraya geçtik ve daha çok viskilerin fiyatlarıyla ilgilendik Tabi ki çok ucuza bir şey bulamadık. Bu arada bu şehir Birleşik Krallık’a bağlı olmadığından sterlin değil Euro kullanılıyor, demedi demeyin. Ama hemen her yerde kredi kartı geçtiği için bize sıkıntı olmadı.

Bank of Ireland ve Molly Malone heykeli gibi şehrin önemli yapılarının önünden geçtik. Zaten Dublin şehrinde sıkılmanız çok söz konusu değil, her adımda farklı bir katedral, bir etkinlik, bir atraksiyon bulacaksınız. Biz de şehrin havasını solumak istediğimizden toplu taşımaya hiç yanaşmadan yürümeyi tercih ettik.




Durağımız Temple Bar idi. Önce adından dolayı eski bir bar sandığım bu yer aslında barların ve gece hayatının en yoğun olduğu bölge, nehrin kıyısında kalıyor. İçki kullanın veya kullanmayın, burayı mutlaka görmelisiniz. En çok turiste rastlayacağınız alan olmasından ne kadar ilgi gördüğünü anlayabilirsiniz.


Şehrin eski kalıntılarını görebilmek adına Dublin Castle’a giderek rehberli bir tur satın aldık ve şehrin en eski kalıntılarını izledik. Parlemento odalarını da gezdikten sonra ünlü katedralleri gezmeyi tercih ettik.




Özellikle Christ Church Cathedral ve St. Patrick’s Cathedral büyüleyiciydi. Gezmek isteyenler için Vikinglerle ilgili müze Dublinia da Christ Church bahçesinin hemen sağ alt tarafında yer alıyor.


Yol üzerindeki turist atraksiyonlarını ve kiliseleri gezerek Guinness Storehouse’a vardık. Buradan Gezilecek yerler yazısında epeyce bahsettiğim için kısa keseyim. Giriş kişi başı 20 Euro ve sonunda terastaki Gravity Bar içerisinde içeceğiniz bedava bir bardak bira hariç bizi çok etkileyen bir şey görmedik. Daha interaktif ve eğlenceli bir gezi olabilirdi o kadar ücrete, kaldı ki tur rehberi bile yok, kendiniz geziyorsunuz.


Yine de tecrübe yaşayıp pişman olmak olmaz, Dublin Tecrübe-Yorum yazımızda insanlara aktarırız diyerek St. Stephen’s green yolunu tuttuk, fakat akşam vakti ne yazık ki kapalı oluyor, yalnız etrafından dolanıp içeriyi izleyebildik.


Alışveriş caddelerini nasılsa gece gezeriz diye son bir müze tecrübesi yaşamak amaçlı Little Museum of Dublin’in yolunu tuttuk. Saat geç olduğundan girme umudumuz yoktu (19:00). Fakat çok sevilen bir müze olduğundan en azından dışını görelim diye gittik, bir de ne görelim! Son bir tur daha varmış Adeta sevinçten kudurarak hevesle beklemeye, beklerken de bu tatlı küçük müzenin içini kendimiz gezmeye başladık.


Müze tarihi fotoğraflar, objeler ve temalı odalardan oluşuyor ve rehber gerçekten çok başarılı. İrlanda Cumhuriyetinin tüm kayda değer olaylarını bu fotoğraflar ve objeler üzerinden samimi ve komik bir dille özetliyor. Biz çok memnun kaldık. Üstelik sadece U2’ya ayrılmış bir oda var, meraklısına duyrulur.

Dublin kesinlikle birden fazla kez gelinesi bir şehir. Dublin Tecrübe-Yorum yazısında detayını anlatmadığım daha bin türlü atraksiyon bulabilir ve çok keyifli günler geçirebilirsiniz. Kesinlikle tavsiye ediyoruz.



Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Couldn’t Load Comments
It looks like there was a technical problem. Try reconnecting or refreshing the page.
bottom of page