top of page
Kübra Tüne Güven

Murano, Burano ve Torcello Adaları

İtalya’ya yolunuz düştüyse ve turistik amaçlarla gitmişseniz, tahminimizce dillere destan Venedik şehrini görmeden dönmek istememişsinizdir. Venedik hakikaten eski tip evleri, daracık sokakları ve -söylemeye gerek yok- şehri bir kartpostala dönüştüren kanallarıyla turistik olmayı hak eden bir şehir. Fakat Venedik şehrine gidip, yalnızca şehir merkezini ve Venedik turist noktalarını görüp geri dönmek esasen büyük bir kayıp, çünkü bu güzel şehrin çevresindeki adalardan bazıları, size (turistik amaçlı giden herkese, fakat bilhassa fotoğrafçılara) muhteşem bir seyahat tecrübesi yaşatacak. Bu yazımızda, size tam olarak Venedik’i değil, şehir sınırlarında yer alan ve şehirden teknelerle/vapurlarla ulaşılan adaları tanıtmaya çalışacağız. En turistik ve gezilmesi gereken üç adaların adları Murano, Burano ve Torcello. Öncelikle adalara ulaşımınızla başlayalım.


ULAŞIM


Venedik şehrinden Murano, Burano ve Torcello adalarına “Water bus” (Vaporetto) adlı küçük bir vapurla gidiliyor. Lüks sevenler için Venice Grand Canal boyunca birçok deniz taksisi durağı da bulunabiliyor. Fakat deniz taksisi tutarsanız en az 150 Euro’yu gözden çıkarmalısınız. Toplu taşıma ile idare ederim diyenler için Vaporetto ile devam edelim. Bu taşıtların biletlerini online olarak edinebileceğiniz gibi (Fiyatları, kalkış zamanlarını ve duyuruları takip etmek ve bilet almak için buraya bakabilirsiniz : http://actv.avmspa.it/en) kolaylıkla Venedik Santa Lucia tren istasyonunun hemen karşısındaki gişelerden de temin edebilirsiniz. Fiyatlar 2017 senesi için şöyle, eğer tek yön bir gidiş bileti alırsanız fiyatı 7.5 Euro, bir lokasyona gidiş-dönüş bilet alırsanız ise 13 Euro ödemeniz gerekiyor. Eğer bahsedeceğimiz adaların tümünü gezecekseniz kesinlikle bu biletlerden almayın. 20 Euro ücret ödeyerek 24 saat tüm bu adaların gidiş-dönüş hatlarında kullanabileceğiniz bir turist bileti mevcut. Çok ucuz olmadığının farkındayız fakat bu biletle sabah erkenden yola çıkarak bir günde üç adayı da güzelce turlayıp Venedik’e geri dönebilirsiniz, en azından her yolculuk için bilet alma yükünden kurtulursunuz. Ulaşım konusunu kapatırken ufak bir uyarı yapalım, adaları görmek istiyorsanız yola erken çıkın, bileti aldıktan sonra Vaporetto’ların kalktığı durakta (bilet gişesinin sağ tarafında kalıyor, gişedeki kişi gösterecek ve hangi hatta bineceğiniz konusunda yardımcı olacaktır.) inanılmaz yoğunluk oluyor, özellikle hafta sonları daha da fazla. Dolayısıyla yanaşan kaçıncı araca binebileceğiniz meçhul olduğundan elinizi çabuk tutmanızı öneriyoruz.

Biz kendi rotasyonumuz ile seyahatimize başlayalım: Murano. İlk durağımız olan camlarıyla ünlü bu şirin ada, Venedik’e oldukça yakın. Vaporetto’ya biniş kuyruğunu saymazsanız, bindikten sonra 10 dakika içinde adadasınız. Venedik şehrini gezdiyseniz, meşhur maskelerden sonra en çok dikkat çeken hediyeliklerin Murano Glass isimli renkli camlardan yapılma takılar ve aksesuarlar olduğunu görmüşsünüzdür. İşte bu takı ve aksesuarların nicesinin yapılma yeri Murano adasıdır, zaten adaya adım attığınız anda onlarca cam fabrikasıyla karşılaşacaksınız.


Not: Bu anlatacağımız üç adada da, turistik noktaları aramaya başlamadan önce, zaten yüzölçümü olarak çok da geniş olmayan bu romantik adaları dolaşmanızı ve sokaklarında kaybolmanızı öneriyoruz. Zira hiç de meşhur olmayan ve adı anılmayan, fakat görür görmez tutulacağınız evler, dükkanlar, kıyılar mutlaka karşınıza çıkacaktır. Biz turistik olan kısımlarından bahsedelim.


MURANO ADASI- GEZİLECEK YERLER


Duomo di Murano


12. yüzyıldan kalma yer döşemeleri, mermer işçiliği ve fonda muhteşem rengarenk Murano camıyla görülmeye değer bir kilise olan Duomo di Milano, kilise gezmekten sıkılanlara bile zevk verecek. Vaktiniz çok kısıtlı değilse mutlaka ziyaret edin.


Cometa di Vetro


İtalyancada “Camdan kuyrukluyıldız” gibi bir anlama gelen bu heykel, Vaporetto durağından inip kalabalık turist gruplarını takip ettiğinizde vardığınız yer olacak, birazcık yürümeniz gerekiyor. Campo Santo Stefano meydanı olarak bilinen bu meydan, adanın konseptini anlamak için harika bir nokta, heykel de oldukça etkileyici görünüyor. Fotoğraf çekmekle ilgilenen gezginlerin kaçırmaması gereken bir kanal manzarası da sunuyor.


Torre dell'Orologio di Murano


Campo Santo Stefano meydanının bir diğer atraksiyonu olan saat kulesi, heykel kadar ilgi görmese de aslında meydana estetik bir fon oluşturuyor. 19. yüzyılda inşa edilmiş bu kuleyi görmek, zaten bu meydana geleceğiniz için ekstra vaktinizi almayacak.


Chiesa di San Pietro Martire


Barok mimarinin harika örneklerini görebileceğiniz bir başka kilise olan Chiesa di San Pietro Martire, Murano’nun büyük kanalının kenarında karşınıza çıkıyor ve özellikle Murano camından üretilmiş inanılmaz güzellikte avizeleriyle ilgiyi üstüne çekiyor. İçeri girince fotoğraf çekmeniz ne yazık ki yasak, fakat gezmeye kesinlikle değer.


Cam Fabrikaları ve Özel Turlar

Murano’ya gelmişken camın nasıl işlendiğini izlemek, sanatçıların, siz ne yapacak diye merakla izlerken birdenbire ortaya inanılmaz objeler çıkardığını görmek istiyorsanız, cam fabrikalarını mutlaka ziyaret etmelisiniz. Özellikle belirtelim, zaten halihazırda sizi alıp bu fabrikaların bazılarını gezdiren bir sürü tur seçeneği ve şirketi var. Fakat Murano turu satın almadan adayı kendi olanaklarıyla dolaşan gezginler için bu fabrikalardan birkaç öneri sunalım. Guarnieri Glass Factory, Murano’nun en çok ilgi gören cam fabrikalarından. 3 Euro giriş ücreti ödedikten sonra İngilizce dil seçeneğiyle size cam ustaları sunum yapıyor ve çalışmalarını yakından izleme şansı buluyorsunuz. Sunum bittikten sonra dilerseniz yapılan ürünlerden satın alabilirsiniz. Bir başka meşhur cam fabrikası ise Mazzega Glass Factory. Sunumları izleyebilir, cam üfleme şovlarıyla büyülenebilir ve çıkışta binlerce hediyelik seçeneğinden birini kendinize veya sevdiklerinize alabilirsiniz. Murano camı ne yazık ki çok ucuz bir şey değil, ben kişisel olarak en çok minik hayvan figürlerini seviyorum, fakat bütçeyi sarsmamak adına yalnızca bir çift küpe aldım, 12 Euro ödedim. (işçilik ne kadar azsa fiyat o kadar ucuzluyor.)


MURANO ADASI – YEME-İÇME


Murano Adası, tipik bir ada olduğundan, deniz ürünlerinin her türlüsünü bulmanız mümkün. Manzaralı lüks restoranları tercih ederseniz, fiyatlar ne yazık ki oldukça pahalı. Biz biraz daha uygun fiyatlı mekanlardan bahsedelim. Deniz ürünleri ve İtalyan mutfağını tercih ediyorsanız, en çok tercih edilen restoran olan ve ünvanını elden kaptırmayan La Perla Ai Bisatei tam size göre. Uçuk olmayan fiyatlarda kaliteli yemekler yiyebilir ve salaş ambiyansının tadını çıkarabilirsiniz. Yine deniz ürünleri kategorisinde iyi hizmet sunan ve manzarasıyla sizi kendine çeken bir başka restoran ise Trattoria Al Corallo, fiyatlar ise (bize göre çok ucuz sayılmaz) fena değil. Şöyle esaslı bir menü yiyeyim derseniz 15-20 Euro arası bir fiyat ödersiniz. Benim gibi deniz ürünlerinden hoşlanmıyor ve pizzadan şaşmam diyorsanız Pizza Marlin’i deneyin. Fiyat olarak uygun, pizzası da lezzetli.


Murano adasında gezimizi tamamladıysak hemen toparlanıp Vaporetto durağının yolunu tutuyoruz, çünkü Murano’da birden fazla durak var ve Burano’ya gitmek istiyorsak Murano Faro durağına gitmemiz gerekiyor. Eğer adanın farklı bir bölgesindeyseniz, hemen 24 saatlik biletinizle bir vapura atlayın ve Murano Faro durağına geçin. Faro’ya vardıktans sonra rotamızı Burano’ya çeviriyoruz.


BURANO ADASI– GEZİLECEK YERLER

BURANO

Öncelikle kişisel fikrimizi belirtelim, bu üç adadan bizi en çok etkileyen ve eğlendiren Burano adası oldu. Vapurunuz kıyıya yanaşır yanaşmaz fotoğraf meraklılarının kenarlardan sarkarak çılgıncasına fotoğraf çekmeye başladığını göreceksiniz. Korkmayın, vapurda çekmenize gerek yok, inince sizi muazzam manzaralar bekliyor. Belli başlı gezilecek yerleri söylemeden önce belirtelim ki, Burano, Murano’dan oldukça uzak (yaklaşık yarım saat aslında) bir ada ve Murano’ya göre oldukça küçük. Yani adayı bir ucundan bir ucuna gezmeli ve telefonunuzun şarjı bitene kadar fotoğraf çekmelisiniz, bir daha böyle fotojenik bir adaya rastlama şansınız olmayabilir.


Chiesa di San Martino

Onca rengarenk manzara ve evlerin arasında gözünüzden kaçabilir, ama Pisa kulesinden hallice yamulmuş kulesi dikkatinizi çekebilir. 18. yüzyıldan kalma bu yapı, Burano adasında gezeceğiniz tek tarihi kilise. Tadını çıkarın. Yamuk kulesinin fotoğrafını çekmeyi unutmayın.


Museo del Merletto


Burano, dantelleriyle meşhur bir ada. Adayı gezerken, muhteşem görkemde (ve fiyatta) elbiseler ve dantel aksesuarlar, özellikle alışveriş meraklılarının dikkatinden kaçmayacak. Museo del Merletto müzesi de dantel yapımıyla ilgili oluşturulmuş küçük bir müze. Özellikle modayla ve el işiyle ilgilenen gezginlerin kaçırmaması gereken, çok vaktinizi almayacak bir mekan.


Casa Bepi


Bunun adadaki diğer mükemmel renklerdeki evlerden ne farkı var diyebilirsiniz, fakat diğer evlerin aksine tek renge boyanmayarak adeta bir cümbüşe çevrilmiş evi görünce, eminiz ki fotoğrafını çekmek isteyeceksiniz. Çok gösteriş beklemeyin, fakat oldukça eğlenceli ve fotojenik bir mekan. Gelmişken görmelisiniz, zaten genelde önünde fotoğraf sırası oluşuyor.


BURANO ADASI- YEME-İÇME


Biz adalar turumuzda yemek molamızı Burano adasında verme kararı aldık ve tercihimizi, ben deniz ürünü yemediğimden, pizzadan yana kıldık. Adanın her tarafında pizza için bir çok seçenek mevcut, fakat biz önerileri dikkate alarak Devil Pizza’yı tercih ettik. Dilimi 3 Euro, bütün Margherita pizza ise 5 Euro. Yani bütçenize dikkat ediyorsanız burası kesinlikle bir tercih olabilir. Bütün pizza 5 ise neden dilimine 3 Euro vereyim diyebilirsiniz, fakat bütün pizza çok büyük değil. Dilim pizza ise çılgıncasına aç değilseniz, sizi epey doyurabilecek boyda. Ayrıca inanılmaz lezzetli, kesinlikle öneririz. Deniz ürünleri yemek isteyen kişiler için buranın en meşhur restoranı Al Gatto Nero Da Ruggero. Trattoria kültürünü İtalya’da hiç denemediyseniz (bizdeki karşılığı meyhane) denemeniz gereken mekan burası olabilir. Yemeği yediniz, bir de üstüne tatlı yemek istiyorsanız, adanın en çok önerilen tatlıcısı Chocolat, ama biz Su-Zo isimli mekandan bir dondurma yedik, çok da lezzetliydi. Devil Pizza’dan çıkıp kanal kenarından yürürseniz hemen göreceksiniz, çok yakınlar.



Burano’da geçirilen harika saatlerin ardından, sırada, Burano bölgesine dahil sayılan küçük ve çok yakın ada Torcello var. Burano’dan bir Vaporetto’ya atlıyoruz ve 5 dakika içinde kendimizi Torcello’da buluyoruz.


TORCELLO- GEZİLECEK YERLER



Burası, gezi duraklarımızın içinde en az zaman geçireceğimiz ada. Hem oldukça küçük, hem de Burano veya Murano kadar turist atraksiyonu barındırmıyor. Fakat güzel bir manzara ve etkileyici bir kilise sizi bekliyor. Ayrıca fotoğrafa ilgisi olan gezginler için nefis noktaları var, hem de Burano gibi aşırı kalabalık olmadığından rahat rahat çekebilirsiniz. Gelelim adanın turist noktalarına.


Basilica di Santa Maria Assunta


Kiliseden, bazilikalardan ve çan kulelerinden oluşan bu muhteşem kilise kompleksi, çok enteresan bir biçimde adanın ulaşım noktasına uzak, ortasında tek başına kalmış bir yapı. Elbette adanın yegane büyük tarihi yapısı olduğundan turistlerin hepsi buraya yöneliyor ve oldukça da görkemli, fakat ıssızlığı merak uyandırıcı. Üstelik ilk bazilikasının yapılışı 7. yüzyıla denk geliyor, yani görebileceğiniz en eski ve tarihi yapılardan.


Palazzo del Consiglio e Palazzo dell'Archivio a Torcello


Yine Basilica di Santa Maria Assunta ile aynı kompleksin içinde yer alan, 14. Yüzyıla ait iki tarihi bina. Şu anda sanat sergisi ve müzesi olarak kullanılıyor. İçeride arkeolojik eserlerden Romanesk döneme ait heykellere, 15-16. yüzyıllardan kalma tablolara kadar geniş yelpazede eserler bulabilirsiniz.


Locanda Cipriani

Burayı Yeme-İçme bölümünde mi yazmak daha uygun olur bilmiyorum, fakat Locanda Cipriani, 1934’de kurulmuş restoran ve otel (inn), adanın en meşhur turist noktalarından biri. Muhteşem atmosferinin ve bahçesinin yanı sıra, Ernest Hemingway’i konuk etmesiyle bilinen restoranda kişisel yemekler yenebildiği gibi, düğün gibi özel etkinlikler de düzenleniyor. Fiyatları oldukça tuzlu, ama bütçeniz varsa belki de kaçırmamanız gereken tecrübelerden biri burada yemek olabilir. Kuruluşunda şarap ve zeytinyağı üretimi yaptığı gibi, şimdi de şarapları muhteşemmiş, deneyenlerin görüşü bu yönde.


TORCELLO- YEME-İÇME


Çok küçük bir adada olduğunuzdan çok geniş seçenekleriniz yok, bu adada yemek yemeyi tercih ediyorsanız, deniz mahsulleriyle aranız iyi olsa iyi olur. Yukarıda anlattığım tarihi Locanda Cipriani dışında tercih edebileceğiniz belli başlı birkaç restoran var. Bunlardan bir tanesi ve en beğenileni Villa 600 isimli mekan. Deniz ürünleri konusunda çok başarılı bir yermiş, fiyatları pek ucuz değil elbette. Biraz daha hareketli ve daha salaş bir mekan tercih etmek isterseniz Taverna Tipica Veneziana’ya gidebilir ve bahçede kahve/içki eşliğinde atıştırmalıklar da yiyebilirsiniz.


Torcello’yu da bitirdikten sonra, Vaporetto durağına gidiyor ve Venedik istasyonuna giden vapurlardan birine atlıyoruz. Umarım siz de bizim kadar keyifli bir gün geçirirsiniz.







Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page