1. Şehir merkezine adımınızı atar atmaz büyülenmeye hazırlanın: Sevilla Katedrali sizi bekliyor. Havalimanından merkeze toplu taşıma ile geliyorsanız, ne yazık ki tam merkezde inemeyeceksiniz, zira şehrin göbeğinde yer alan katedrale varmak için biraz yürümelisiniz. Biz de şehir merkezine bavullarımızla 15 dakikalık bir yürüyüşün ardından, görkemli Sevilla Katedrali'ni karşımızda görünce merkeze geldiğimizi anladık. Hemen, katedrale bir-iki dakikalık yürüme mesafesindeki, eskiden manastır olup daha sonra otele dönüştürülen tarih kokulu otelimiz Hotel Convento La Gloria'ya girişimizi yaptık. Eğer bütçeniz çok kısıtlı değilse ve şehirde geçireceğiniz süreyi dolu dolu kullanmak istiyorsanız, tavsiyemiz otelinizi merkezi bir yerde seçmeniz, katedralin çevresi kalmak için harika bir bölge.
Sevilla Katedrali, mimariden ve kiliselerden hoşlananlar için muhteşem bir nokta, zira burası dünyanın en büyük Gotik katedrali. İçeri girdiğinizde hiç ilgi duymasanız bile böylesine büyük ve görkemli bir yapıyı görünce şaşıracaksınız. Kapısındaki upuzun kuyruğu beklemeye üşenmeyin, sizi yüzlerce basamak ve sonunda muhteşem manzaralar bekliyor.
2. Bir diğer unutulmaz mimari tecrübeyi Real Alcazar içinde yaşayacaksınız. Yine şehrin merkezinde yer alan Alcazar'a biletinizi alıp girdiniz, burası Müslüman krallar için yapılmış bir saray kompleksi. Bahçeleri, banyoları, mahzenleri ve binaları gezmek için oldukça hatrı sayılır bir zaman ayırmanızı gerektiriyor, asla bir-iki saate sıkıştırmayın. Burayı gezmeye giderken, Game of Thrones dizisindeki Dorne sarayı sahnelerinin burada çekildiğini bilmiyorduk :( Siz bilerek gidin. Genelde şehrin en çok ilgi gören atraksiyonu Real Alcazar, bizim kişisel fikrimizce şehirde harika vakit geçirilecek çok fazla yer olduğundan birinci sırada değil. Fakat tarihi anlamı ve mimari etkileriyle, Sevilla'ya gelen gezginler için kesinlikle listenin başlarında. İçeride gezerken Maria de Padilla'nın banyosunu ve portakal ağaçlarıyla süslü geniş bahçeleri de kaçırmayın elbette, fotoğraf çekmek için de muhteşem noktalar bulabilirsiniz.
3. Fotoğraf makinelerini çıkarın, kendinizi rüya gibi bir meydanda bulacaksınız, Plaza de Espana'ya hoşgeldiniz. Çok da tarihi olmayan (Yaklaşık 90 senelik) bu meydanda, köprüler, mimari ve aradan geçen nehir, size harika bir manzara sunuyor. Ayrıca genelde kalabalık bir bölge olduğundan iyi vakit geçirebilir, sokak sanatçılarını izlemenin keyfine varabilirsiniz. Hava durumuna bağlı olarak biraz daha turistik bir mevsimde giderseniz meydanı daha canlı yakalayabilirsiniz.
Şehir parklarında dinlenip huzur bulmak isteyen gezginlerimizi meydanın hemen ilerisinde yer alan Maria Luisa parkına alalım. Plaza de Espana'ya giriş yapıp biraz eğlendikten sonra hemen devamında hoş bir yürüyüşle kendinizi doğanın ve bakımlı bahçelerin içine bırakın.
4. Yalnızca mimariye takılıp kalmayın, Güney İspanya ruhu sokaklarda sizi bekliyor. Sevilla'ya gelmeden önce kafanızda gezilecek yerler listenizi hazırladınız ve muhteşem mimari eserleri ve turist atraksiyonlarını görmeye hazırsınız. Fakat inanın şehir bundan ibaret değil. Sevilla'nın size en çok hitap eden bölgelerini keşfedin. Santa Cruz'un daracık sokaklarında kaybolun, merkezden uzaklaşın. Tapas restoranlarını deneyin, her çıkışta bir sürahi Sangria'yı eksik etmeyin. Nehir kıyısı boyunca dolaşıp adı hiç geçmeyen muhteşem manzaralar keşfedin. İddia ediyoruz ki bu şehirde, listenizde olmayan çok sayıda gizli atraksiyonlar saklı. Tadını çıkarın.
5.Yelpazelerinizi elinize alın: Flamenko zamanı! Sevilla, tam anlamıyla bir Güney İspanya şehri. Her tarafta flamenko şovu ilanları, aşırı ilgi çekici kostümler, el yapımı yelpazeler ve sangria, evet gözünüzde canlanan bu manzaranın en alasını Sevilla'da bulacaksınız. Flamenko müzesi ise, konuya yabancı olun veya olmayın, size bu dansın kökenlerinden kostümlerine, güzel bir tanıtımını yapacak. Müze de, Flamenko şovunun yapıldığı yerlerden biri.
Fakat biz internetten yaptığımız araştırmalardan, şehrin en iyi şovu olarak farklı bir öneri aldık ve flamenko şovunu izlemek için Casa de la Memoria'yı seçtik. Calle Sierpes -Sevilla'nın ünlü alışveriş caddesi- bölgesine bir dakikalık yürüme mesafesindeki Casa de la Memoria mekanında izlediğimiz şovun biletlerini, Santa Cruz bölgesindeki bilet satış ofislerinden aldık. Sonradan anladık ki, direkt olarak mekandan da bilet satın alınabiliyormuş. Bilet ücreti 18 Euro idi.
Size bu ücret farklı gelebilir, fakat güney İspanya'ya gelip bu tecrübeyi yaşamazsanız, sonrasında pişmanlık duyabilirsiniz. Flamenko, büyüleyici bir dans. Harun da, ben de, spesifik olarak dansla ilgilenen insanlar değiliz, fakat gerçekten şovu ağzımız açık izledik. Bir şehrin, bir ülkenin etkisi altına girebilmek için, satın almaktan, yeme-içmeden, güzel konaklamalardan fazlası gerekiyor. Müzik ve dans, bizde Sevilla için bu etkiyi uyandırdı. Kesinlikle izlemenizi öneriyoruz.
6. Bu şehirde herkese göre eğlence mevcut: Sevilla alışveriş tutkunları için harika bir şehir. Alışveriş yapmak isteyen gezginler için Calle Sierpes caddesi üzerinde bir çok seçenek mevcut, paralelindeki sokaklar da her zaman hareketli ve canlı. Uzun uzun yürüyün, paralel caddelerde kaybolun, onlarca yöresel hediyelik satın almayı unutmayın. Sevdiklerinizi en çok mutlu edecek yöresel eşyaları burada bulabilirsiniz. Calle Sierpes alışveriş yapmak istemeseniz bile çok keyifli bir cadde, bir akşam mutlaka gidin deriz.
Sokaklarda gitarla İspanyol şarkıları çalan müzisyenleri dinleyin, flamenkonun ruhunu anlamaya çalışın, en kabarık eteklerinizi giyin ve bol bol sangria için, Sevilla'ya da bizden selam söyleyin!
Kommentare